Charles Wallace Engizisyon ve Hukuk Profesörü & Avukat
Mesaj Sayısı : 163 Kayıt tarihi : 21/01/12 Yaş : 28 Namı : Takma isim için ismi fazla uzun. Biz size tamını verelim? Benedict Charles Harlow Wallace ftw
| Konu: Geçmiş Rpsi: Kopmuş Kolyenin Taşları Ptsi Şub. 06, 2012 6:30 pm | |
| Kopmuş Kolyenin Taşları Charles Wallace(18), Leodewin d' Estournel(19)
Şimdiye dek sahip olduğu tek yüksek başarı bu değildi, alkışa gerek yok. Bu nedenle tekrar tekrar kağıtlara göz gezdirişi inanmamaktan değildi elbette. Elindeki zımbayla tutturulmuş daktilonun kollarından çıkma kağıtlar ellerinde çevrilirken arka arkaya gerçekten okumuyordu bile o cümleleri. Bu sabah her gün delicesine beklediği postasını almıştı. Birkaç hafta sonra mezun olacağı bu akademiden sonra gideceği yer de belliydi -elindeki kağıtlar da bunun kanıtı oluyordu işte. Engizisyonda avukat olacaktı. İlk sınavları geçtiğine şaşırmıyordu. Teknik olarak ilk sınava katılmak çoğu akranları arasında cesaret meselesi olsa da, o kadar da zorlamamıştı onu sınav. Onu tanıyan insanların da buna şaşıracağını sanmıyordu...
Haftanın son günüydü. Akademinin son günleri de olduğu için ortalıkta ders dışı aylak aylak dolaşan pek öğrenci yoktu. Bu sebeple karşısındaki manzara amacını gayet yerinde yansıtıyordu. Ferah havayı içine çekti hala beklediği ayak seslerini duymayınca. Bu akademiye yazıldığından beri takım arkadaşlarını ve eğitmenini umursamasa da onlara göstermek istiyordu işte. Aralarındaki bağ çoktan kopmuş olsa da... Çoktan kolyenin taşları apayrı yerlere dağılmış olsa da... Hayır, hala umursamıyordu takımı. Onların akademiden sonra ne yaptıkları veya ne yapacakları da umurunda değildi gerçekçi olursa. Ama içinde kendisinin bile tarif edemediği nostaljik bir çöküntü vardı. Elle tutulur tüm anılarında onların olduğunu düşününce özellikle... Ya da yüz karası olmayan anılar demeliydi?
Havada esinti yoktu. Henüz tam tepeye tırmanmamış olsa da üzerindeki koyu kırmızı triko hırkası boğazına kadar bunaltıya batmasına yetiyordu. Yaslandığı yatakhane kapısında hafif kambur dururken ayakbilekleri üzerinden üst üste attığı ayaklarının yerlerini değiştirdi alttaki ayağının uyuşmasıyla. Gözlüğünü düzeltti parmağının ucuyla. Üstteki kağıdı yeniden çevirdi, isminin yazılı olduğu kısmı gözden geçirdi. Tanrı aşkına bu adam tüm yatakhaneyi mi toplayıp gidecekti? Sonunda kuşlar harici hiçbir şey işitemediği kulaklarına malum kişinin adım sesleri de katıldı. Derin bir nefes aldı o kapıya gelene kadar. Sonunda eşiğe gelince kolunu kapının önünde tutup onun geçmesini engelledi yüzünü ona döndürmeden.
Vedalardan hoşlanmıyordu. Bu nedenle herkesten habersiz bavullarını toplayıp bu kapıdan çıkanın o olmasını istemişti hep. Eh, neyin planını yapıyordu ki? Bu kara keçi mutlaka onun ayağına bağ olacak. Her alanda, her planda... Elini onun göğsünden çekmeden eğik suratında buruk bir gülümseme göründü. O nostaljik çöküntünün dudaklarını çekiştirdiği ufak bir tebessüm... "Transfer öğrenciye karşı güçsüz görünmenin seni bu kadar kırdığını bilmiyordum Leodewin d'Estournel. En azından senenin sonuna kadar dayanmalıydın, ha?" Eh, o da mezuniyet saçmalığına katılmayacaktı. Eşyalarını uzun zaman önce toplamıştı odasında. Bavulu öylece duruyordu kapının yanında. Eh, bundan Leodewin'in görmüş olduğunu da biliyordu. "Ortalıktan gölge gibi çekilen kişi ben olmalıydım. O gün anlaştık sanıyordum?"
| |
|